Hayati ve Sevme Sanati Uzerine Gorusleri - [Bir Otobiyografik & Psikolojik Calisma]
Erich Fromm
Editora: eKitap Projesi
Sinopse
Bir psikanalist olması sebebiyle Fromm, düşünce te-mellerini önemli derecede Freud düşüncesi üzerine oturtmuştur. Ancak Freud’un ortaya koyduğu klasik psikanalizi kendine göre yorumlamış, analizlerinde kültürel ve sosyal faktörleri, etkin biçimde kullanmıştır. Freud’un temel kavramları, Fromm düşüncesinde de önemli bir yer işgal etmiştir. O, bu kavramları aynen kullanmakla birlikte, Freud’un eksik bıraktığı yönlerini, analitik bir şekilde ortaya koymaya çalışmıştır. İÇİNDEKİLER Eric Fromm'un Kişilik Kuramı FROMM’a GÖRE EŞİTLİK. İçgüdüler ve İnsan Tutkuları PSİKANALİZİN BUNALIMI.SEVGİ KURAMISEVGİ NESNELERİ SEVGİ VE ÇAĞDAŞ BATI TOPLUMUNDA SEVGİNİN ÇÖKÜŞÜ.SEVGİNİN UYGULANMASI İnsan sevmeyi öğrenerek yeniden diğer insanlarla birleşir ya da toplumun otoritesine uyarak güven kazanabilir. İnsanın çelişkisi; hem doğanın bir parçası olması hem de ondan kopuk olması; hem insan hem de hayvan olmasından kaynaklanır. Hayvan olarak doyurulması gereken fizyolojik özellikleri vardır. İnsan olaraksa akıl yürütebilir, benliğinin bilincindedir. İnsanın psişesini anlamanın yolu onun var oluşundan kaynaklanan gereksinimlerini çözümleyebilmeye dayalıdır İnsanın var oluşundan kaynaklanan gereksinimler: 1. İlişki Gereksinimi; İnsan, insan olma uğruna doğadan kopmuştur. Öyleyse doğa ile olan birincil beraberliğinden kopmuştur. Hayvan doğa ile baş edebilecek güce sahiptir. Oysa insan imgeleme ve düşünce gücüne sahip olup doğa ile yakın ve bağımlılığa dayanan ilişkisini yitirmiştir. İnsanın kendi ilişkilerini kurabilmesi için büyük bir çaba harcaması gerekir. Doyum sağlayabilmesi için de üremeye yönelik bir sevgiye ihtiyacı vardır. Bu tür bir sevgi ise karşılıklı sorumluluk, saygı, özen ve anlayış gerektirir. 2. Aşkın Olma Gereksinimi; İnsan aşkın olmaya zorlanır çünkü hayvansı doğasının üstüne çıkmak, herhangi bir varlık olmak yerine yaratıcı bir varlık olmak gereksinimindedir. İnsanın yaratıcı dürtüleri engellendiği zaman yıkıcı olur. Sevgi ve nefret karşıt dürtüler değildir. İkisi de insanın hayvan doğasını aşabilme çabasından kaynaklanır. Hayvan ne sevebilir ne de nefret edebilir. Oysa insan hem sevebilir em de nefret edebilir. 3. İnsan doğal kökenini arar; İnsan dünyanın tamamlayıcı bir parçası olduğunu ve bir yere ait olduğunu hissetmek ister. Çocukken anne-babasına ait hisseder. Ancak geliştikçe bu duygunun ortadan kalkması gerekir. (Yoksa tehlikeli sonuçlar doğurabilir. ) İnsan kendisine en fazla doyum sağlayan ve en sağlıklı ait olma duygularını diğer insanlarla dostça duygular yaşayarak sağlar. 4. Kişisel bir kimliğe sahip olmak ister; Bazen birey yaratıcı gücünü kullanarak amacına ulaşamaz. O zaman bir grup ya da bir başkası ile özdeşleşerek farklılık kazanabilir. Böyle durumlarda kimlik duygusu birisi olmaktan değil, birine it olmaktan kaynaklanır. 5. Her birey bir başvuru çerçevesine ihtiyaç duyar; Aslında bireyin içinde yaşadığı dünyayı tutarlı bir biçimde algılayabilmesini sağlar. Çerçeve mantıklı ya da mantıksız olabilir. İlk başvuru çerçevesi, ailesidir. Fromm’a göre bu gereksinimler insana özgüdür, hayvanlarda bulunmaz. Ayrıca bu gereksinimler insanların belirtmeleri gözlenerek anlaşılmaz. Aslında bu gereksinimler insanın evrimi boyunca insanın doğasında oluşmuştur. Bu gereksinimlerin belirtilmesi, insanın içsel yetilerini tanıma yolları bireyin içinde yaşadığı toplumun düzenlemeleri tarafından belirlenir.