Join us on a literary world trip!
Add this book to bookshelf
Grey
Write a new comment Default profile 50px
Grey
Subscribe to read the full book or read the first pages for free!
All characters reduced
Apartman - cover

Apartman

Émile Zola

Publisher: Publishdrive

  • 0
  • 1
  • 0

Summary

Kasım ayının> karanlık öğleden sonrasında havanın soğuk olmasına aldırmayan genç adam camlardan birini açıp dışarı baktı. İç içe geçmiş sokaklarda insanların kaynadığı bu kalabalık mahallede birden kararan güne şaşırmıştı. Depreşen atlarına söven arabacılar, kaldırımlarda birbirine çarparak geçen insanlar, mağazalardan akan tezgahtar ve müşteriler onu şaşırtıyordu; çünkü her ne kadar Paris'in daha temiz olmasını umuyorsa da bu koşuşturmacayı beklemiyor, buranın gözüpek adamların iştahına açık bir kent olduğunu duyumsuyordu
Available since: 10/11/2015.

Other books that might interest you

  • Saf Bir Yürek - cover

    Saf Bir Yürek

    Gustave Flaubert

    • 0
    • 0
    • 0
    Saf Bir Yürek, baş karakteri Félicité'nin hikayesini anlatır. Félicité, saf, yalın bir kalbe sahip bir hizmetçidir. Hayatı boyunca sürekli çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalan Félicité'nin en büyük gücü, diğerlerine olan sevgisi ve sabrıdır. Yoksulluk, aşk acısı ve yalnızlık onu yıldıramaz.  
    Hikaye boyunca, Félicité'nin saf ve sevgi dolu kalbinin, karmaşık ve acımasız bir dünyada nasıl ayakta kaldığını görürüz. 
    Flaubert, bu romanında, insana dair en saf ve en güçlü duyguların, en zor koşullarda bile hayatta kalma ve insanlık hali üzerindeki etkisini çarpıcı bir şekilde anlatır.  
    'Saf Bir Yürek', Flaubert'in diline, anlatımına ve insan ruhunun derinliklerine dair tutkulu bir analize sahiptir. Bu eser, okuyucuyu, hayatın acımasızlıklarına karşı insan sevgisinin ve saf bir yüreğin gücünü yeniden keşfetmeye davet eder.  
    Bu hikayede, her türlü olumsuzluğa rağmen umudun ve sevginin var olabileceğini görürüz. 'Saf Bir Yürek', sadece bir roman olmanın ötesinde, insanlığın ve sevginin zaferini kutlayan bir anıttır.
    Show book
  • Şimdi ve Sonsuza Dek (Sunset Limanı Konağı – 1 Kitap) - cover

    Şimdi ve Sonsuza Dek (Sunset...

    Sophie Love

    • 0
    • 0
    • 0
    New York’ta çalışıp, yaşayan 35 yaşındaki Emily Mitchell, bir dizi başarısız ilişkiden geçmişti. 7 yılık erkek arkadaşı onu uzun zamandır beklenen yıl dönümü yemeğine çıkardığında, Emily bu sefer farklı olacağına, bu sefer yüzüğü alacağına emindi.
    
    Yüzük yerine ona küçük bir şişe parfüm verince, Emily artık ondan ayrılmanın vakti geldiğini anlamıştı – ve tüm hayatına yeni, taze bir başlangıç yapması gerektiğini.
    
    Onu tatmin etmeyen, baskıcı hayatından bıkarak, bir değişikliğe ihtiyacı olduğuna karar verdi Emily. Bir hevesle, çocukluğunun büyülü güzellikteki yazlarını geçirdiği, o büyük, tarihi, babasına ait olan, Maine kıyısındaki terkedilmiş eve gitmeye karar verdi. Fakat ev uzun süredir terkedilmişti ve tamire ihtiyaç duyuyordu ve Maine’e kış gelmek üzereydi. Trajik bir kaza kız kardeşini onlardan aldıktan ve aileleri parçalandığından beri, 20 yıldır buraya gelmemişti. Anne ve babası boşanmış, babası ortadan kaybolmuş ve Emily bir daha asla bu evin yakınına bile gelememişti.
    
    Şimdi, bir sebepten, hayatı tuhaf bir haldeyken, çocukluğundan bildiği tek yere doğru çekiliyordu. Bir hafta sonluğuna, aklını boşaltmak için gitmeyi planladı. Ama evdeki bir şeyler; içerideki sayısız sır, babasının hatıraları, baştan çıkarıcı okyanus manzarası, küçük kasaba – ve en önemlisi, evin, yakışıklı ve gizemli bakıcısı – sanki onun gitmesini istemiyordu. Aradığı cevapları burada, en ummadığı yerde bulabilir miydi?
    
    Bir hafta sonu, bir ömre dönüşebilir miydi?
    
    ŞİMDİ VE SONSUZA DEK, sizi güldürecek, ağlatacak ve sayfalarını gece geç saatlere kadar çevirtecek – ve sizi romantizme tekrar aşık edecek büyüleyici bir romantik serinin ilk kitabı.
    
    2. Kitap pek yakında çıkacak.
    Show book
  • Proje 90° s - cover

    Proje 90° s

    Galip Mertol Gürzel

    • 0
    • 0
    • 0
    Tekne ile Antarktika kıtasını, rotanızı hiç değiştirmeden, düz bir güzergâh üzerinden geçmek ister miydiniz?
     
    Bora yaptığı işin özelliği ve kurduğu doğru bağlantılar sayesinde, madden zenginleşmiş, dünyanın tanıdığı saygın kişiler arasında yerini almış, gözde ve yakışıklı bilgisayar mühendisidir. Sadık köpeği Cingo ve teknesi «Hüdâ-Verdi» ile kendini denize adamıştır.
     
    Bora’nın bir huyu vardır. «Duyduğuna ve hatta gördüğüne dahi inanma! İşin aslını ve eşyanın gerçeğini oku!» Bu tarz düşünce Borada prensip olmuş, çalışmalarında her zaman ön planda yer almıştır. Son aldıkları iş teklifi gerekçesiyle, hedeflerinin Antarktika olarak belirlenmiş olması, toplantı ve görüşmeler sırasında ortaya çıkan “Madem ‘Hüdâ-Verdi’ bunu yapabilir, o zaman Antarktika kıtası baştan sonuna kadar karadan tekne ile geçilmelidir” fikri benimsenmişti.
     
    Canlı yayın olarak yapılacak bu Antarktika kıtası geçiş serüvenine, kutup noktasını belirleyen, uluslararası adı “90 derece Sud” olan ismiyle yani “Proje 90°S” adını vererek çalışmalarına başlamışlardı.
     
    Yıllar sonra Bora’nın karşısına Elif’in çıkmasıyla tekrar yaşam amacını bulan Bora, “tam olduk” darken Elif’in eski eşi Nero, ona yardım ettiğinden dolayı, Bora ve ekibini hedefe almış, onlar için türlü akıl almaz tehlikeli saldırı nitelikli tuzaklar ve planlar yapmaktadır.
     
    “Önce çocuğum” diyen Elif’in kızını kurtarmak için yapmayacağı hiçbir şey yoktur. Peşlerinde Hüda-Verdi gibi eşi benzeri olmayan, özel tasarım ve teknoloji dolu tekneyi eline geçirmek için çabalayan çeşitli tehlikeli ve karanlık güçler saldırmak için her an fırsat kollamaktadır. Bora ve ekibi tüm bu meydan okumalara, saldırılara ve doğa şartlarına karşı koyarak hedeflerine ulaşmak için her şeyi göze alırlar.
    Show book
  • Ölüm Meleği - Mehmet Acıoğlu - cover

    Ölüm Meleği - Mehmet Acıoğlu

    Acıoğlu Mehmet

    • 0
    • 0
    • 0
    Melisa, sesleri net duyuyordu, Helen’in sağ olduğunu öğrenince çok sevindi. Adamlar Helen’i yanlarına alarak ormanın içinden ana yola doğru yürümeye başladılar. Karanlık ormanın diplerine kadar çökmüştü. Melisa, hiç ses çıkarmadan yerinde duruyordu ve son kişi kalana kadar yerinden kalkmadı. Adamlar gözden kaybolunca yavaşça yerinden kalkarak kulübeye yanaştı, önce etrafa bir göz attı, sonra kulübeye yanaşıp içerde herhangi bir ses olup olmadığını öğrenmek için kulağını kulübenin tahtalarına dayadı ve bir süre içeriyi dinledi.
    Show book
  • 90 Dakikada NIETZSCHE - cover

    90 Dakikada NIETZSCHE

    Paul Strathern

    • 0
    • 0
    • 0
    Felsefe yüzyıllar boyunca skolastiğin yorganı altında kıvrılarak uyudu. Skolastik tartışmaların horlamaları ve karşı horlamalarından başka hiçbir şey duyulmuyordu.
     
    Felsefeyi ortaçağ uykusundan uyandıran şey, 17. Yüzyılda sahneye çıkan ve şu sözleri ilân eden Descartes oldu: "Cogito, ergo sum." (Düşünüyorum, öyleyse varım). Aydınlanmış bir çağ başlamış oldu: Bilgi akla dayandırıldı. Bu büyük Fransız sadece uyuyan bilginleri değil, aynı zamanda Britanyalıları da uyandırmıştı. Onlar da Descartes'in rasyonel varsayımlarına gecikmeden tepki ererek, bilgi birikimimizin akla değil, deneyime dayandığını iddia ettiler. İngiliz Empiristler bu hiddetli çıkışlarıyla aklın en küçük kırıntısını dahi yok ederek felsefeyi gitgide daha küçük duyumsamalara ayırdılar. Felsefe tekrar sonsuz bir uykuya dalma tehdidi ile karşı karşıya kaldı.
     
    Nihayet 18. Yüzyılın ortalarında Kant "dogmatik uygusundan" uyanarak ortaçağ felsefesinden çok daha kapsamlı bir felsefe sistemi geliştirdi. Bu durum, filozofların bu yeni şansı keyifli hayaller için kullanmak istedikleri izlenimini doğurdu. Hegel, bu filozofların arasında en gayretlisi oldu ve genel huzur ihtiyacına yanıt verecek, dev yatağı bulutlardan oluşan muhteşem bir yatak odası inşa etti. Kendisine başka bir yol seçen tek kişi, tüm evi doğu felsefesinin taze esintileriyle havalandıran Schopenhauer'di. İşte bu esintiler genç Nietzsche'yi uyandırdı. Çevik bir hareketle o buz gibi rüzgâra atıldı ve herkesi uzun bir süre için uyanık tutan keskin felsefesini ilân etti.
     
    FRIEDRICH NIETZSCHE YAŞAMI VE ÖĞRETİSİ--------------------------------------------------------------------------------
     
    Nietzsche'yle beraber felsefe tehlikeli bir boyut kazanıyor. Gerçi daha önce de tehlikeli olmuştu, ama başka nedenlerden dolayı. Nietzsche'den önceki yüzyıllarda felsefe, filozoflar için tehlikeliydi, oysa Nietzsche'yle beraber herkes için tehlikeli olmaya başladı.
     
    Kendisini sonunda zihinsel bir bulanıklığın içine düştü. Geç dönem yazılarındaki söylemleri bunun habercisiydi zaten. Ne var ki tehlikeli fikirleri hastalığının başlangıcından çok önce ortaya çıktı. Nietzsche'nin fikirleri zihinsel bozukluklarıyla bağıntılı değil. Onlar, 20. Yüzyılın ilk yarısında Avrupa için korkunç sonuçlar doğuran ve iflah olmaz belirtileri günümüzde Balkanlarda ve Doğu Avrupa'da yeniden görülen kolektif bir cinnetin öncüleri oldu.
     
    Aslında Nietzsche'nin felsefesi, felsefe olarak adlandırılması pek de haketmiyor. - ister üstinsandan, ister sonsuz geri dönüşten (yaşamımızı mutlak sonsuza dek tekrar ve tekrar yaşayacağımıza dair düşünce) veya (anlamını Goethe, Napolyon veya kendisi gibi "büyük adamları" yaratmakta bulan) uygarlığın salt anlamından söz etsin. Her şeyi "Güç İstemi" ile açıklamak ya çok basittir ya da anlamsız. Freud'un psikoanalitik açıdan mesafeli ve hatta Schopenhauer'in dipsiz kötümserlikleri bile bizleri daha fazla ikna etmektedir. Bir değeri olan her komplo kuramında olduğu gibi, Nietzsche'nin "Güç İstemi"ne dair doktrini de paranoyak eğilimler taşıyor. Kendi felsefesinin aksine, Nietzsche felsefe yapmaya başlayınca iş ilginçleşmeye başlıyor. O zaman Nietzsche ustalık, ikna yeteneği ve keskin zekâ bakımından kendisinden önceki ve sonraki tüm filozoflarla yarışabilir. Eserlerini okuduğunuzda, bizlerde felsefenin gerçekten de önemli bir şey olduğu izlenimi uyanıyor. Tehlikeli olmasının nedenlerinden biri de bu işte. "Güç İstemi"ni salt analitik bir araç olarak kullandığı sürece, bununla, kendisinde varlığını ancak az sayıda kişinin tahmin ettiği insani motivasyon öğelerinin izini bulabilmekteydi. Bu motiflerden doğan değerlerin maskelerini düşürdü, onların tarihsel gelişimlerini araştırdı ve bu sayede uygarlığımızın ve kültürümüzün temel taşlarını aydınlattı.
    Show book
  • Ölüm Merkezi - Her İntihar Bombacısı Dindar Değildir! - cover

    Ölüm Merkezi - Her İntihar...

    Owen Jones

    • 0
    • 0
    • 0
    Bağdat'taki lüks bir alışveriş merkezinde haince düzenlenen bir canlı bomba saldırısı sonucunda alışveriş yapan düzinelerce masum insanın ve personelin ölmesine veya sakat kalmasına sebep olur. Kısa bir süre içinde, acımasız yeni bir intihar bombacı çetesi türemiş, görünüşte din veya siyasetle ilgisi olmayan bir terör saltanatı kurma peşindeyken, dünya’nın en güçlü 7 polis teşkilatı şaşkınlık içinde atacakları bir sonraki adımı hesaplamaya çalışırlar. Çin hükümeti bilgisayar uzmanları ve İngiliz SAS birliği yardıma çağrılır, ancak psikolojik korku insanların iliklerine kadar işlemeden önce, bu aleni ve düzensizce gerçekleşen bombalamaların nedenini ortaya çıkarmanın yolunu bulabilecekler mi?PUBLISHER: TEKTIME
    Show book